"İş Hayatında Kadının İş Güvenliği"
Kaynak:http://iyh.istabip.org.tr - İş ‘te Çalışanlar Dergisi Mayıs –Haziran 2011 Sayı 5
H.Tülin TÜZÜN Çevre Yüksek Mühendisi, OHSAS İş Sağlığı ve Güvenliği Baş Denetçisi
İş Kanunu’nda tanımlanan eşitlik ilkesi kapsamında tüm çalışanlara cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit davranma zorunluluğu vardır. İşyerlerinde verilen koruyucu donanımların tüm çalışanlara verilmesi bir zorunluluktur. Kadın çalışanlara uygun kişisel koruyucu donanımlar önceki yıllarda zorluklarla temin edilirken günümüzde kadın çalışanlar da göz ardı edilmemektedir.
İş Sağlığı ve güvenliği günümüzde artan bir ivme ile önem kazanmaktadır. Gün yok ki gazetelerin üçüncü sayfalarında iş kazaları ile ilgili bir haber çıkmasın. Çalışanların eğitimsizliği, alınan tedbirlerin yetersizliği, işverenlerin sorumluluğunu tam yerine getirmemesi, toplumun bilinç seviyesinin eksikliği gibi bazı gerekçeler ardı ardına sıralansa da sonuç aynı olmamalı. Çalışanların iş hayatındaki güvenlik ve sosyal haklarının düzenlenmesi için yayınlanan İş Kanunu ve ona bağlı pek çok yönetmelik bulunmasına rağmen iş kazları ve meslek hastalıkları devam etmektedir. Son yıllarda kadın, iş hayatında daha fazla yer almaktadır. Eğitim seviyesine bağlı olarak operatörlükten şirket yöneticiliğine kadar geniş bir yelpazede iş hayatında kadınlar karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’deki mevzuata göre aslında iş hayatında kadının özellikleri gereği pek çok düzenleme yapılmaktadır. Ağır ve Tehlikeli İşler Kapsamına giren işlerin tanımlanmasının yapıldığı tebliğde hangi tür işlerde kadının çalıştırılamayacağı tanımlanmıştır. Böylelikle kadınların tüm işlerde çalıştırılmasının önüne geçilmiştir. Bu tebliğde işyerinde yaptırılan işler tanımlanmakta ve genç işçi ile kadınların bu işlerde çalıştırılabilme durumları tanımlanmaktadır. Aynı tebliğ içerisinde kadınların ay içerisindeki özel günlerinde doktor raporu ile gerekirse ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmamaları ile ilgili gerekli kolaylıklar sağlanmaktadır.
Kadın çalışanların gece vardiyasında çalıştırılması ile ilgili 09 Ağustos 2004 tarihinde Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılması Hakkındaki Yönetmelik hazırlanmıştır. Bu yönetmelik kapsamında 18 yaşını doldurmuş kadın çalışanların gece çalıştırılması durumunda uyulması gereken kurallar tanımlanmaktadır. Gece çalışacak kadın işçi 7.5 saatten fazla çalıştırılamaz ilkesi tanımlanmış, gece vardiyasında çalışacak kadın işçinin sağlık muayenesi işe başlamadan yapılarak uygunluğunun gözden geçirilmesi gerektiği belirlenmiştir.
Kadın çalışanın hamilelik ve emzirme dönemlerinde gerek annenin gerekse bebeğin korunması düşünüldüğünde alınması gereken iş güvenliği önlemleri daha fazladır. Özellikle kimyasal yoğun işlerde yapılan çalışmalarda kimyasalın solunarak, deri yolu veya ağız yolu ile vücuda girmesi mümkündür. Bu durumda yapılması gereken kimyasalın Malzeme Güvenlik Bilgi Formu ile etkilerinin kontrol edilmesi ve gerekiyorsa çalışanın yaptığı işin değiştirilmesi gerekmektedir. Aynı özelliklere sahip kadın çalışanların yüksek gürültü, titreşim seviyelerinde çalışmaları gerekmektedir. Ayrıca sürekli ayakta çalışılması gereken işlerde anne adaylarının oturup dinlenmesi için ortamın sağlanması gerekmektedir. Bu konuların tamamı İş Kanunu ve ona bağlı yönetmeliklerde güvence altına alınmıştır.
Anne adayları doğumlarına 8 hafta kalınca ve doğumdan sonra 8 hafta yasal olarak ücretli izne ayrılmaktadırlar. Son 3 hafta kalana kadar eğer isterlerse ve doktor raporu ile onaylanırsa çalışmalarına devam edebilmekte, kullanmadıkları 5 haftayı doğum sonrasına aktarabilmektedirler. Doğumdan sonra 1 yıl boyunca günde 45’er dakikadan 2 sefer, toplamda 1.5 saat emzirme için izin kullanma hakları vardır. Dilerlerse bunları birleştirerek toplu olarak da alabilmektedirler.
İşyerlerinde acil durumlar alınacak önlemlerde kadın çalışanlarında hazırlıklı olmaları sağlanmalıdır. Önceki yıllarda yaşanan bir fabrika yangınında 5 kadın işçi gece vardiyasında vefat etmişler ve basında detaylar kamuoyu ile paylaşılmıştır. Detaylar incelendiğinde gece vardiyası olması ve güvenlik gerekçesi ile işletmenin kapılarının kilitlenmesi ve kadın işçilerin çıkan yangında yapmaları gerekenleri bilmediklerinden içeride kalarak vefat etmeleri çok acı bir olay olarak hafızlara yerleşmiştir. Daha da acı olanının bu çalışanların bir kısmının sosyal güvencesinin olmaması birinin anne adayı olmasıdır.
Tüm bu haklar her ne kadar yasal mevzuat kapsamında belirlenmiş olsa gerek işverenler, gereksese çalışanlar bunlardan haberdar değildir. Kadınların iş hayatında kendilerine yer açabilmek için herkesten daha fazla çalışması ve sorun çıkartmaması beklenmektedir. Oysa kadın çalışanların kendi hakları ile ilgili bilgi sahibi olmaları durumunda yasal istekleri kapris olarak algılanmayacaktır. Kadınlar gerek fiziksel gerekse ruhen daha özel oldukları için iş hayatında onların da iş güvenliği açısından özel olarak değerlendirilmeleri gerekmektedir.
|