Kadının ülkemizde işgücü piyasası içinde yer alması ilk olarak
1915’li yıllarda savaş nedeniyle azalan erkek işgücünün yerini
doldurmak amacıyla geçici olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de kadının
gerçek anlamda işgücü piyasası içinde yer alması ancak 1950’li yıllarda
kırdan kente yönelik yaşanan göçler sonucunda olmuştur.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yapmış olduğu
istatistiklerden yararlanılarak yapılan bu çalışmada, yıllar itibariyle kadın
istihdamının nasıl olduğu önce genel daha sonra ise bölgesel olarak
sektör ve işteki durum dikkate alınarak incelenmiştir. Yapılan çalışmada
2001 yılında yaşanan ekonomik krizle bağlantılı olarak 2002 yılına
kadar artan kadın çalışan sayısının bu yıldan itibaren düşme eğilimi
içerisine girdiği görülmüştür. 2002 yılında 6 milyon 122 bin olan kadın
çalışan sayısı, 2005 yılında 5 milyon 700 bin olmuştur.
TÜRKİYE’DE KADIN İSTİHDAMI: ÜLKE VE BÖLGE DÜZEYİNDE... 13
Çalışan kadının durumu sektörel olarak incelendiğinde
kadınların yoğun olarak tarım sektöründe istihdam edildiği tespit
edilmiştir. Yıllar itibariyle tarım sektöründe çalışan kadın sayısı artmıştır.
Ancak bu artış diğer sektörlerde de meydana geldiğinden, toplam kadın
çalışanlar içinde tarım sektöründe çalışanların oranı düşmüştür.
Hizmetler ve sanayi sektörlerinde çalışanların oranı artmış, inşaat
sektöründe ise bu oran çok düşük kalarak % 0,1 ile % 0,2 arasında
değişmiştir. Kadın çalışanların tarım ve hizmetler sektörlerindeki
istihdam oranları arasındaki fark gittikçe azalmaktadır. Kadınların tarım
sektöründeki istihdam oranları düşmekte ancak hizmetler sektöründeki
istihdam oranları artmaktadır. 2000 yılında kadın çalışanlar içinde tarım
sektöründe çalışanların oranı % 58,9 iken 2005 yılında % 51,6 olmuştur.
Hizmetler sektöründe çalışanların oranı ise 2000 yılında % 27,3 iken
2005 yılında % 33,3 olarak gerçekleşmiştir. Sektörel istihdamın bir
kalkınmışlık göstergesi olduğu gözönüne alındığında gelecek yıllar için
oldukça umut verici bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bu durumun böyle
devam etmesi, ilerleyen yıllarda aradaki farkın tamamen kapanması ve
hizmetler sektöründeki kadın çalışan oranının tarım sektöründekini
geçmesi sonucunu doğuracaktır.
Çalışan kadınların işteki durumuna bakıldığında toplam kadın
çalışanlar içinde ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların oranının giderek
düştüğü, ücretli ve yevmiyeli olarak çalışanların oranınsa arttığı
saptanmıştır. Bu işgücü piyasası açısından oldukça olumlu bir
gelişmedir. 2005 yılında ücretli ve yevmiyeli olarak çalışanların oranı
(%43,8) ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların oranını (%41,7) geçmiştir.
Ancak bu durum sektörel olarak incelendiğinde tarım sektöründekilerin
çok büyük bir kısmının halen ücretsiz aile işçisi olarak çalıştığı, tarım
dışı sektörlerdekilerin çok büyük bir kısmınınsa ücretli ve yevmiyeli
olarak çalıştığı tespit edilmiştir. 2005 yılı itibariyle tarım sektöründe
çalışan kadınların 2 milyon 207 bini ücretsiz aile işçisi olarak, 181 bini
ücretli ve yevmiyeli olarak çalışmaktadır. Tarım dışı sektörlerde çalışan
kadınların ise 169 bini ücretsiz aile işçisi olarak, 2 milyon 317 bini ücretli
ve yevmiyeli olarak çalışmaktadır. Kendi hesabına ve işveren olarak
çalışan kadınların oranı yıllara göre artsa da, diğerlerine göre oldukça
düşük kalmıştır. 2000 yılında % 12,5 olan bu oran 2005 yılında % 14,5’e
yükselmiştir.
Bölgeler açısından bir değerlendirme yapıldığında diğer
bölgelere göre sanayinin daha çok olduğu, daha fazla göç alan gelişmiş
bölgelerde tarım dışı sektörlerde çalışan kadınların oranının daha fazla
olduğu görülmüştür. Kadınların sektörel istihdamı bölgelerin gelişmişlik
düzeylerine göre farklılık göstermektedir. Örneğin, doğu bölgelerine
http://www.keig.org/raporlar/t%C3%BCrkiyede_kadin_istihdami.pdf